Anneler ve Oğulları

   Evet sevgili erkek annelerine ithaf olunur...
   Tek artısı önde sallanan bir uzuvdan ibaret olan bir insan bozması ,tam tabir olur mu bilmem beşer, doğurdunuz diye kendinizi daha kıymetli sanmanızı anlamıyorum.Siz hala doğurduunuzda kendinizi eksik hissettiğini,daha az değere layık gördüğünüz kadın cinsine mensupsunuz.Yani pencerenizden bakıyorum değersizsiniz.O yüzden napamazsınız gönlünü sizin elinizde yoğrulduğu için insan olma durumundan çok uzakta olan oğlunuza kaptıran zavallı kızları ezemezsiniz.Değer talep edemezsiniz.Çünkü acı gerçek hayat boyu size verilmeyen değeri bu saatten sonra kimse vermez. Dedim ya sümsüğün birini doğurdunuz diye kimse minnettar olmaz size...Sizin oğlunuz farklı ya ianın herkesin ki kendine farklı.O yüzden hepinize sesleniyorum oğullarınız arasında minnacık bile fark yok.Neden biliyor musunuz?Çünkü anneleri sizsiniz.Hepiniz aynısınız.Başlarda değer görmeniz gerekirken kimse göstermedi ya şimdi cidden değersizsiniz rahat olun o yüzden.
Görmezden geldiniz ama bizim de annelerimiz var.Gözünden sakınarak büyüttüler bizi sizin aksinize.Siz kızlarınızı millete hizmet ettirirken bz sizin aksinize insan olduğumuzu değerli olduğumuzu bilerek büyüdük.Hepinizden nefret ediyorum yarım akıllı kendilerini biraz brad pitt biraz eistein sanan sümsük oğullarınızdan da...Biraz aynaya biraz da hayatınıza bakın belki dank eder bişeyler...Rahatladım valla...Sözüm bu arada kendini peygamber doğurdu sanan kendi bilmezlere ve onların klasmanında at koşturan oğullarına.Yok olmanız dileğiyle...

8 Mart

  Ayrılmak isteyen eş neden öldürülür?Çok sevildiği için mi?Hani ne bileyim çok düz bir mantıkla kaybetme korkusuyla gözün döner falan...Zannetmiyorum.Gider de namusuma laf getirir ya da başkasını bulmasa gitmezdiden yola çıkılarak belki.Terkedilmenin verdiği eziklik, mağlubiyet hissi de olabilir tabii.
 Bugün 8 Mart ve yine tercih yaptığı için bir kadın katledildi.Yukarıda saydığım nedenlerden herhangibirinden dolayı öldürüldü.Biz Dünya Kadınlar Gününü kutladık.Birileri dayak yedi,aciz edildi,zorla evledirildi ve tam da biraz önce bahsettiğim durum başlarına gelmesin diye sustular.Gördükleri muameleye karşı aldıkları nefesi kar saydılar biz ne yaptık tüm kadınların kadınlar gününü kutladık.
  Kadına şiddete karşı elektronik kelepçe sistemi geliyormuş.Umarım bu çözüm olur da Bir daha ki 8 martta böyle üzücü olayları arkamızda bırakmış oluruz.Tabii bu çok iyimser bir dilek oldu ama çok istersek olur bence...

Memleketim...

    Çoğu karadenizlinin şikayetçi olduğu bir durumdur ki; bütün yaz duman eksik olmadı.Derler...Derler de o dumanın karadenize heybetni kattığını farketmezler.Sabır memleketidir karadeniz...Ancak sabredersen sürersin sefasını...
   Bilmez bir çok insan yayla yolunda dumanla arabanın yarışının ne kadar zevkli olduğunu...Nitekim çoğunlukla mağlubiyetle de bitse sonu tadı ayrıdır.Gittiğinizde sizi ilk karşılayan dost düşman adı herneyse...Çok söylenecek birşey yok aslında Volkan Konak'ı selamlayıp O'nun izeleriyle bitiricem...

Salını salınıyı aşağıdan bir duman
Gözümü kapatırım öper beni alnımdan... :)

Cephanelik

   
   Cephanelik;Trabzonda kaldığım 6 sene sürecinde hiç yolumun düşmediği yegane yerlerden biri...Kızlar sizinle gitmiş olmayı çok isterdim.İnşallah bir daha yolumuz Trabzon da kesiştiği zaman artık...Neyse Cephanelik binasının kesin yapılış yılı bilinmiyor ancak Tarsicio Succi da Verica, Trabzon İmparatoriçesi İren'e (1340–1341) tarafından toplantı yeri olarak yapıldığını kaydetmiştir. En azından benim bildiğim bu kadar... Cephanelik denmesinin sebebi ise
1916-1918 yılları arasında Rusların işgali sırasında cephanelik olarak kullanılması...
  Şu anda restoran olaak kulanılıyor.Yalnız belirteyim ben yakıştıramadım ama self servismiş.Neden -miş çünkü yaya 40 dakika yol teptikten sonra sadece restoran vasfı olduğunu öğrenmiş ve gitmeden hemen evvel yemeğimi yemiş, haliyle eli boş dönmüş biriyim.
  Trabzon'a yolunuz düşerse;ki muhakkak düşürmeye çalışın; arabanızda varsa yoksa dolmuş kullanın nitekim Trabzon yokuş yol uzun siz anlayın artık...Mutlaka gidin görün.Orda karşılaşmak dileğiyle...

Bugüne dair...

 Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü...Adettendir kutlayalım bizde...Genelde emekçisinin unutulup kadınlar günü olarak algılanan bugünde bir bakalım kadının en büyük düşmanı kim?(Yanlış anlaşılma olmasın burada dışarıda tuttuklarım paralı bir erkek kapaklayıp sadece para harcayanlar yoksa ev hanımları başımın tacı...)
 Girin bir ortama bir tacizden bahsedin ortamdaki kadınlardan biri dişi köpek kuyruk sallamasa diye başlar.Tecavüze uğrarsınız giyim tarzınızı erkeklerle beraber çekiştirirler.Boşanın kocanızdan dayak yemiş olun Allah bilir adamı nasıl delirtmişsindir.Hemcinslik statüsü var ya bir de kızlarına daha ayrıcalıklı davranmasını beklersin anne oğlunu tutar.Zaten hep hayırlı yetişen evlat annenin eseridir de hayırsız olanın hamuru bozuk değil midir?Kadınların çirkinliğinden dem vururken erkeğin güzeli olmaz kadınların uydurduğu bir deyim değil midir?
 Örnekler çoğaltılabilir...Bak en önemlisi geldi aklıma tüm kadınların en iyi arkadaşları erkeklerdir(güya tabi).Hep erkeklerle takılmışlardır.Şu safsatayı söyleyen bir tane erkek görmedim.Yani tüm kadınlar kalleşte bir sen mi normalsin.Ya da neyin var da diğer kadınlar aleminde bir türlü çekemediler seni...Hep birbirimize çelme taktık,suçladık,aşağıladık.Erkek çocuklarımızı kadınları ezmeye programladık aslında kendi kuyumuzu hep kendimiz kazdık.
  Oysa dünya değişecekse birgün daha yaşanılır bir hal alacaksa bunu kadınlar yapacak.Bizim yetiştirdiğimiz çocuklar kuracaklar dünyanın düzenini...Hiçbirşey değilse sayıca üstünüz daha ne olsun.Demokrasi ne de olsa çoğunluk ne derse o olur.Unutmayalım aynı taraftayız en azından şu aşamada birbirimizi korumalıyız.Kızlarımızı okutmalı,ezilen kadınların yanında durmalıyız.Durum eşitlenene denge sağlanana kadar yaşasın pozitif ayrımcılık...
   Velhasıl Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu ve mutlu olsun...

Güven Denen Dipsiz Kuyu

    Güven... Beş harfli anlamını herkesin gayet net bildiği kısacası karmaşadan çok uzak bir sözcük aslında.Nitekim gelin görün ki görüntüde ne kadar basitse derine indiğimizde o derece kaos yaratmaya müsait...Ben hayatımda kimseye çok güvenmedim.Eksikliğini duymuyorum çünkü gereksiz geliyor bence.Neden bu kadar önemli,neden bu kadar güvenmeliyiz birbirimize? Oturup düşününce herhangi birinin bizi kendinden fazla düşünmesi mantığa sığar mı?Hele de en ufak bir çıkar gözetmeksizin...İnsanın aklına hemen anne-babası falan geliyor.Dünyaya gelme nedenimiz onların çocuk istemesi değil mi biz mutlu olalım diye mi dünyaya getirdiler sanki bizi...Kardeşinden kazık yemeyen kaç kişi var dünyada? 

    Tabii aslında gözü kapalı bir güvenden bahsetmiyoruz değil mi?İnsan yine de arkasını kollamalı.Eeee bu durumda duyulan şey güven olmuyor ki; başka birşey bu adı herneyse...İnsan doğası hep birileri kendisini düşünsün istiyor.Ama uyanmak lazım farkına varmalı neyin tabii ki şunun; herkes için en değerli kendisi senin için yaptığını düşündüğün şeyleri bile aslında şahsı için yapıyor.Tehlike anında kurtarılacaklar listesinde adın yok bile...Velhasıl güvenmeyin kimseye kendiniz dışında üstelik ona karşı da temkinli olmakta fayda var.Benden söylemesi...