Gariptir ki herkes olduğu kişiden nefret ediyor.Bencil olan bencilden, dedikoducu dedikoducudan vs... vs...Herkesin kendi hayatı var ve en kıymetli O'nun ki. Kendisi kimsenin hayatını umursamazken, insanlar etrafında pervane olsun istiyorlar. Oysa biz ne öğrendik taaa... çocukken ;ne ekersen onu biçersin.
Karşılaştığın tavrı sorgulamak kolaydır."Bana bunu neden yaptı? ","Ben bunu haketmedim." gibi bir sürü ana sınıfı düzeyinde soru...İnsanların bütünden ayrı düşünmesini hiç anlamıyorum.Bence hayat bir bütün ama tüm cepheleriyle...Bölemezsin ya da bölmemelisin.İnsan hayatına bakarken ufuk çizgisinden başlayıp parmak ucuna kadar gelmeli.Yoksa anlayamazsın birşeyler yarım kalır. Hayat dediğimiz şey bir bütün şu an yaptığımız şey seneler sonra belki birşeyin nedeni olacak.Biz hatırlamayacağız ama o bütünün içinde yerini almış ve aslında yapacağını çoktan yapmış olacak.Geriye kırgınlıklar,anlaşılmaz karmaşalar ve bir dolu suçlama kalacak. Ve biz küsücez önce karşımızdakine, sonra hayata ve en son da kendimize...
Belki de aynaya bakmalıyız en içten halimizle...Yaşarken kimleri kenara ittiğimizi, nelere boşverdiğimizi...Sonuç olarak neleri nelerle değiştiğimizi düşüne düşüne bakmalıyız.Belki somurtmayla başlayan serüvenimiz içten bir tebessümle son bulur.Kim bilebilir ki...